Hakem eskileri

Reyting peşindeki hakem eskileri.

“Benden sonrası tufan” anlayışının örnekleri.
Beni konuşsunlar da, nasıl olursa olsun düşüncesindeler.
Konuşurlar, ucu nereye gidecek düşünmezler.

Uç örneklerin reyting getirdiğinin farkındalar.
Onun için olmadık kelimeler kullanır, olmadık örnekler verirler.
Küfürler, sövgüler umrunda mı.
Para kazansınlar da nasıl olursa olsun.
Her şey mübah.

Son olarak ikisi de imalı açıklamalar yaptı.
Biri penaltı kaçıran Beşiktaşlı “Bobo”yu diğeri Kasımpaşaspor kalecisi Murat Şahin’i zan altında bıraktı.
Sadece bu futbolcuları değil, futbolu da zan altında bıraktılar.
Onlar için gerisi önemli değil.
Amaçları reyting, bunu da başardılar.

“Tık” peşindeler.
İnternet sitelerine bakın en çok onların açıklamaları “tık”lanmış.
İnternet diliyle, okunmuş.
Amaçlarına kavuştular yani.
Nasılsa yarın unutulurlar.
Bunlar isimleri sık telaffuz edilmesiyle kalırlar.
“Tık” peşindeler, ancak futbolumuzun marka değerinden “tık” yok.

Ekranda hakem eskileri furyası var.
Her spor programında bir hakem eskisi.
Daha düne kadar sık sık eleştirilenler, şimdi eleştiriyor.
Çelişkinin dik alası.
Eski zamanların intikamını alır gibiler.

Futbolcusu da, yöneticisi de, teknik direktörü de, yorumcusu da hakemi eleştiriyor.
Futbolcuların, yorumcuların, yöneticilerin vs. hatalarını her gün yazsak, veya belli günlerde uzun saatler boyunca konuşsak ne yaparlar.
Hakemliği kimisi hobi için, kimisi ek gelir için yapıyor.
Neticede de bir eğlence sektörünün içinde yer alıyorlar.
Nasıl yer alıyorlar bir de onlara sormak gerek.

Basında yer alan isimler, asli görevlerini yerine getirmektenr çok; şaklabanların, ipe sapa gelmez insanların cirit attığı bir yer oldu.
Her gün belgeler, yorumlar, desteksiz açıklamalar...
Maalesef en çok da spor basını yara alıyor.
Herkes spor yazarı veya gazeteci yapılıyor.
Haber yazmasını bile beceremeyen kişi, yazar oluyor...
Konu sıkıntısı çeken köşe yazarının imdadına spor yorumculuğu yetişiyor.
Maalesef spor müdürleri de bunlara ses çıkaramıyor.

Gazetecilik artık; sadece prim yapma mecrası oldu.
Bunun liderliğini de kendisine “duayen” ismi taktıran, menfaatperest, egosu aklından büyük, gazeteci geçinen ve “ahlaksız”lığının farkında olmayan kişi çekiyor.